15 Kasım 2013 Cuma

        AİLECE VE ÇOCUKLARLA İTALYA GEZİSİ


  İlk olarak şunu belirteyim ki, bu gezi bir müze gezisi değildir.Kısıtlı bütçe ile (yaklaşık 500 euro) 5 gece 6 gün sürecek çocuklu bir yurt dışı gezisi olacaktır.Ailece,az bir bütçe ile ama gezi sevdası  ile yapılmış,görülebilecek azami yerleri görmek,çocuklarımızın ufuklarını açmak için yapılmış bir gezidir.
   Daha önce yurt dışı seyahatlerimiz olmuştu ama çocuklar ile bu ilk olacaktı.İlk olarak işe  tatil programlaması ile başlandı. Biletler yine pegasus'tan erken rezervasyon ile İstanbul Sabiha Gökçen'den Bologna'ya 30 euro ve Roma'dan tekrar İstanbul Sabiha Gökçen'e dönüş 40 euroya alındı.Ve çocuklarla ilk tatilimiz başladı

01.11.2013

Pasaport işlemleri,duty free harcamaları derken saat 12.00 oluyor ve uçağımıza geçiyoruz.Tam uçağın kapıları kapandı sorunsuz kalkacağız derken uçaktaki tur grubundan bir kişinin vizesinin yeni yetiştiği ve hava alanına ancak ulaşabildiği bilgisi kalkmaya hazır bekleyen uçaktaki yolculardan birinin cep telefonuna mesaj olarak bildiriliyordu :) Gelen bu mesaj üzerine, uçağa binemeyen yolcunun  kapıda beklediği ve uçağın biraz daha beklemesini istediler. Fakat uçuş yönetimi bunu kabul etmeyince uçağa yetişemeyen kişinin ablası da uçaktan inmek istemesin mi. O da uçaktan inince bu sefer valiz kontrolü için herkes aşağı tabi ki. Güvenlik sebebi ile herkesin tekrardan valizlerini göstermesi gerekiyor vs,vs. Neyse sonunda uçuşumuz başlıyor ve İstanbul Bologna arasını 2 saat 25 dakikada alıyoruz.

Bologna havaalanı çok büyük bir hava alanı değil.Kayseri, Konya hava alanına nasılsa Bologna hava alanı da aynı büyüklükte.Pasaport kontrolü ve www.couchsurfing.com adresinden tanıştığımız ve evinde konaklayacağımız Roberta ile hava alanı dışında buluşup, valizleri  bırakmak üzere arabasıyla evine doğru yola çıkıyoruz.Kısa bir not, konaklamalarımızı genellikle o yörenin insanlarının evlerinde yapıyoruz, bu şekilde hem gezilerimiz çok daha eğlenceli oluyor hem de kalacak yer masrafları gezimizde olmuyor.
  Bologna hava alanında sizi karşılayan yok ise taksi ile şehir merkezine gitmeniz mümkün. Taxi ücreti hava alanından merkeze 25-30 euro civarında



 Burası da Roberta'nın evi.2 gün boyunca burada kalacağız


       ve tabi ki de kedisi Pepe


 İtalya motosiklet ve bisiklet ülkesi.Şehir merkezinde dolaşırken ilk gözümüze çarpan bisiklet parkı oluyor.    Bologna bir üniversite ve  öğrenci şehiri. Bolognanın  900.000 civarında nüfusu var .Bologna'da İtalyanın ve avrupanın en eski üniversitelerinden biri  bulunmakta.Bir üniversite ne kadar eski tarihli kurulu ve köklü ise o derece değerli burada.


Her nerede olursak olalım pazar denildiği zaman Türk kadını hiçbir şey almasa bile mutlaka bakacaktır oraya.Fakat bu pazarın satılan ürünlerin çoğu çin malı ve afrikalı işportacılılar bir hayli fazla.Bizim pazarda 5 Tl ye almayacağımızı burada 5 euroya satıyorlar



            Pazarın hemen yanında 2. dünya savaşından kalma anıt heykel


Bir dükkan vitrini.Çeşit çeşit coca cola şişeleri vardı ve bir çoğunu ilk defa gördüm


Bologna sokakları. Tren istasyonundan Neptün çeşmesine doğru giderseniz bu caddeden geçeceksiniz.Yol trafiğe kapalı ve sağlı sollu marka dükkanlar bulacaksınız.



Bu cadde üzerinde bol miktarda sokak sanatçısına da rastlayacaksınız


     ve oğlum Mert'in kiliseye ilk bakışı, bu cami ne kadar da yüksekmiş demişti  :)



 Hz İsa'nın öldüğünde ona inananların hüznünü anlatan harikulade bir çalışma.15. yy.dan kalma bir eser.Heykeller sanki gerçek gibi,tüm ayrıntılar düşünülmüş ama ne yalan söyleyeyim Mert biraz korktu.


Ana meydanda Neptün çeşmesini bulacaksınız.Çok büyük bir meydan olduğu için sokak sanatçıları, göçmen satıcıları burada bolca bulunmakta ve konserler de burada veriliyor. Halkın da genel buluşma yeri olmuş. Meydanın diğer bir ucunda büyük bir kilise de var.



Meydanın hemen yanındaki sokakta, kemerli bu yapıyı bulabilirsiniz.Orta çağdaki veba döneminde hijyene dikkat etmek isteyen insanlar :) kemer şeklindeki dört ayaklı bu yapının karşılıklı ayaklarına geçer ve yüz yüze gelmeden konuşurlarmış.Nasıl oluyor anlayamadık ama denedik,onay verdik.Karşı ayaktaki kişinin konuştuğunu siz çaprazındaki ayaktan çok net bir şekilde duyabiliyorsunuz.


  Meydandan gece görüntüsü :) Bir not daha ekleyelim.İtalyanın her yerinde (bu meydanda da olduğu gibi) bol miktarda immigrant (göçmen) ile karşılaşacaksınız. Çoğunluğu afrikadan,bangledeşten,çinden vs ülkelerden bu insanlar sokakta çin malı ıvır zıvır satarak sizi rahatsız  edeceklerdir.Bunlara karşı çok fazla güler yüzlü olmanızı tavsiye etmem .Bir yapıştılar mı bırakmıyorlar.Bir de çok sıkı pazarlık edin 5 euro dedikleri bir oyuncağı Mert'in ısrarı yüzünden 1 euroya aldık. Türkiyede olsa 1 TL etmezdi


Ve İtalyanın olmazsa olmazı pizza.Genelde biraz daha arka sokaklardaki pizzacıları tercih edin.Buradaki pizzalar sade 1.80 euro,karışık olanı 2.30 euro idi.





             Bir italyan atasözü der ki; iyi pizza odun ateşinde pişendir :)



İtalyan banyolarında görüldüğü üzere 2 adet klozet var. Sakın küçük olanı tuvalet ,ayak yıkama yeri veya abdest alma yeri olarak kullanmayın :) Klozetlerinde bizdeki gibi su sistemi olmadığı için tuvalet sonrası temizliği için bu klozeti kullanıyorsunuz, bilmem anlatabildim mi :)



Gece Robertanın evinde kaldıktan sonra sabah Venediğe gitmek için Bologna tren istasyonuna gidiyoruz.Bologna tren istasyonu merkezi bir noktada,her yerden kolayca ulaşabilirsiniz.fakat sabah çocukların kahvaltısı,çanta hazırlama vs derken İtalya tren işletmesi trenitalia'nın ne kadar dakik olduğunu da hesaba katmadığımız için 3 dakika ile treni kaçırıyoruz. İnternetten 60 euroya aldığım 2+2 kişilik Bologna-Venedik böylece yanmış oluyor. Buraya kadar gelip Venediğe gitmemezlik olmaz diyor ve 2. sınıf trenden 32 euroya yeni bilet alıyoruz.2. sınıf diyorum ama bizim 1. sınıflardan daha temiz ve güzeldi tren.Bologna-Venedik arası 2. sınıf tren ile 1 saat 50 dakika sürüyor.Hızlı trenle bu mesafe 1 saat 20 dakika. Bologna Venedik arası 160 km.





                   Gişeden aldığınız bu bileti sarı kutulardan onaylatmayı unutmayın.



2. sınıf trenlerde yer numarası yok.İstediğiniz yere oturun.Ayrıca bilet kontrolü de pek olmuyor.Venediğe varınca keşke bilet almasaydık demeden duramıyoruz :)




                             
                                    Bu da binmemiz gereken hızlı trenlerden biri :(



                                  Trenden, Mestreden Venedike (S.Lucia) ilk bakış
                                 

                                                            Veee Venedik

                                

                               

                               

Venedik adalar ve maskeler şehiri.Neredeyse her köşe başında maske satan dükkanlardan bulabilirsiniz fakat çoğunda çinliler ve bangledeşliler çalışıyor ve maskelerin çoğu da çinden gelme.Gerçek Venedik maskeleri epeyce pahalı. Muruno  ve Burunu adında 2 önemli büyük adası var. Bu adalara vaktiniz bol ise teknelerle gidebilirsiniz ama çok da farklı bir şey yok.Bu adalar cam işleme ürünleri ve sanatıyla ünlü. Venedik içindeki onlarca küçük adalar ise birbirine köprülerle bağlı.Yakın olarak gördüğünüz bir noktaya ulaşmak bazen 1 saat alıyor.Vaktinizi ona göre ayarlayın.

                              







Sokakların birinde hangisi hatırlayamıyorum, Pizza 2000 adında bir pizzacı var.Burayı maraşlı Türkler işletiyor.Dilim pizza 2.30 euro.Dilim diyorum ama siz Türkiyedeki dilimlere aklınız gitmesin.Doymam diyen ben bile 1 dilimle doyuyordum.Pizzacının yan tarafı boşluk ve masa,sandelyeler,çeşme  var








 Kurutulmuş,pastırma şeklinde domuz ve inek bacaklarını şarküterilerde bol bol göreceksiniz.









                               

                                

Saint Marco meydanına gelebildiğinizde yorulmuş olacaksınız.Mola için güzel bir yer.

                                

                               

         Saint Marco meydanı.Yol boyunca duvarlara asılmış sarı renkli  tabelaları   takip edin.Takip işini birisi yüklensin yoksa bir yere bakarken tabelayı karıştırır, yüksek duvarlı venedik sokaklarında ne tarafa gittiğinizi bilmeden dolaşırsınız :)

                                 




                         



Bu meydan her zaman kalabalık.Ne de olsa burası Venedik.Yılın 4 mevsimi ziyaretçisi var.Kışın yağmurlu günlerde ve gelgit zamanına denk gelirseniz bu meydan sulu ile dolabiliyor, dönemine göre ayakkabı poşeti de getirmeyi unutmayın.







Meydana bakan cafelerde canlı olarak çalınan Vivaldi eserlerine dayanamıyor,güzel eşimle Saint Marco meydanında dansa başlıyoruz.(her ne kadar, normalde tango yapsak da bu fırsat kaçmazdı). Müzik ve dans bittiğinde çevremizde olanlar tarafından Saint Marco meydanında alkışlanmak ve alkış seslerinin bu tarihi duvarlarda yankılanmasını duymak harikulade bir duygu idi.

                       








                                        




Hani derler ya İtalyaya gidince dondurma yemeden gelmeyin,gerçek dondurma tadını orada alacaksınız diye,sakın inanmayın bunlara.Tadı çok kötüydü. Beğenmediğimiz bu 4 külah dondurmaya 10 euro vermek daha da kötüydü :(


                              

Mert yine durmadı ve immigrantların sattığı jöle şeklindeki oyuncağı, uzun pazarlık sonucu 1 euroya aldık.Normalde yere atınca yere yapışıyor sonra düzeliyordu ama ben duvara atınca orada kaldı :) Mert ağlamaya başlamaz mı bu sefer. Yanımızdan geçen şemsiyeli bir turistten yardım istedik oyuncağı duvardan almak için :) Sağolsunlar baba oğul uzanıp aldılar

                            




Eğer ki 11-12  yaşında kızınız varsa,Venediğe bile gitseniz,facebooka-twittere girmek için  elinde mutlaka ya tablet ya da cep telefonu olacaktır.8 yaşındakiler ise  tuvaletim var, acıktım, susadım ya da yeter artık yoruldum eve gidelim diyecektir :)




                 Bu kadar kırmızı tuğlayı bu güzellikte üst üste dizmek gerçekten sanat ister.

            

     Venedikte akşam oldu.İmkanınız olursa Venediği bir de gece görün,gerçekten çok güzeldi.



Bütün gün venedikte dolaşmanın sonucu Melike, Bolognaya dönüşümüzde trende uyuyakaldı.

                               

Akşam konaklamamızı yine  Bologna'da Robertanın evinde yapıyoruz. Sağolsun bize akşam yemeği için bolonez  soslu pasta yapıyor. İtalyada pasta'nın anlamı makarna. Pasta makarna demek,spagetti ise spagettidir :) 



İkinci bir tren kaçırma olayını yaşamamak için sabah erkenden uyanıp tren garına bu sefer Roberta'nın arabasıyla varıyoruz.Teşekkürler ve vedalaşma faslının ardından koltuklarımıza kurulup Floransaya doğru  hızlı trenimizle yol  alıyoruz .


İnternetten aldığım Bologna-Floransa tren bileti.Bu bileti yol boyunca saklayın,sıkı bilet 
kontrolleri var.Trenlerin üzerinde couch 1,2,3... yazıyor.Hangi vagon sizin ise biletinizde yazan ,o coucha yani  vagona geçiyorsunuz.Mesela bu tren için bizimki couch 4, yani 4. vagondu. Koltuk numaraları oturacağınız yerde yazılıdır.4 kişi yolculuk yapıyorsanız bu şekilde masalı ve koltuklar birbirine bakan koltuklardan alabiliyorsunuz.




Tren saatte 250 km hızla 40 dakikada Floransa Santa Maria Novella tren istasyonuna varıyoruz



                                              Tren istasyonunun dışarıdan görüntüsü


S.M. Novella tren istasyonun hemen karşısındaki kilisenin ve hediyelik eşya satış büfelerinin yanında turizm informasyon ofisi var.Sarı boyalı,afiş asılı olan.Ofisin içeriden ve dışarıdan görüntüsü.Çalışanlar çok yardımcı oluyorlar,ücretsiz şehir haritası,broşürler buradan temin edebilirsiniz.


Tren istasyonundan çıkınca kilisenin hemen yanındaki caddeden şehiri gezmeye başlayın. Zaten kalabalık sizi ister istemez o  tarafa doğru çekecektir


                                                             Bir diğer efsane masserati



İtalyada hane geliri orta ve üzeri ise,evin 2. aracı olarak  genelde bu küçük 2 kişilik Smart marka otomobilden alıyorlar.Motor sevdası İtalyada bitiyor mu acaba diye düşünmeden edemiyor insan,



Caddenin sonunda Santa Maria Del Fiore Katedraline ulaşıyorsunuz.Hemen arkasında Duomo Opera ve Müzesi var. Katedralin yanında tabela var,yön bulmanıza yardımcı olacaktır.




S.M.Novella tren istasyonundan katedrale gelirken bu görüntü ile karşılaşacaksınız






                          Olağanüstü güzellikte heykeller,el sanatları ile süslenmiş











 Kalabalığı takip ederseniz Piazza Della Signoria'ya ulaşacaksınız.(Piazza meydan demek). Buradan sağ yönde, nehir tarafına yürüseniz Uffizi Galerisine de ulaşırsınız.






Uffizi Galerisi önünde heykel kılığına girmiş sokak sanatçılarını bulacaksınız.





                           Uffizi galerisi önü



Sokağın sonunda Arno nehiri ve üzerinde dizili köprülerden en ünlüsü olan Ponte Vecchio (ponte köprü demek) ile karşılaşıyorsunuz.





Köprünün üzerindeki dükkanlar, genelde kuyumcu dükkanları.Köprünün tarihini yazmakla uğraşmayacağım, merak ediyorsanız açın internetten bakın :)



Köprüden karşıya geçince yorgunluğunuzu atmak için Piazza Pitti'ye uğrayın.Zaten yol sizi Piazza Pittiye çıkaracaktır.Burası rampa aşağı şekilde,bol güvercinli geniş bir meydan.Meydanda yerlere oturup yorgunluk atarken bir yandan da yemek için yanınıza gelen kuşları ellerinizle besleyebilirsiniz



Yolun karşısına geçmeden Piazza Pitti'den  nehiri takip ederseniz Michalengelo tepesine doğru giderseniz.Piazza Pitti ile Michalengelo tepesi arası yaklaşık 1 km ama nehir boyunca yürüyüş keyifli oluyor. Tepeye çıkan rampa bazı yerlerde Sümela yolunu hatırlatıyor ama kısa bir tırmanış olduğu için çok sorun değildi.



Bu tepeden tüm Floransayı ayaklarınızın altında bulabilirsiniz.Bence uğranılmaya değer bir nokta.Buradan hop on hop off otobüslerine veya belediye otobüslerine de binebilmeniz  için duraklar mevcut.





                                                           Veeee Ferrari



www.couchsurfing.com adresinden tanıştığımız ve akşam evinde konaklayacağımız İlaria ile buluşmak için çalıştığı tango okuluna gidiyoruz.Hazır tango okuluna gelmişken tango yapmadan durulur mu, biz de özlediğimiz tangoyu Floransada yapıyoruz.Dans sonu hep beraber pizzacıya gliyoruz. Çocuklar yorgun, uykuya çoktan daldılar bile :)



                                          Gece konakladığımız İlarıa'nın evi



Sağolsun sabah bizi tren istasyonuna arabası ile bırakmıştı.Buradan tekrardan teşekkürler kendisine



Floransa S.M. Novella tren istasyonunun içeriden görüntüsü.Ekrandaki numaralardan tren saatinizi,peronunuzu takip ediyorsunuz.



Romaya gitme zamanı geldi.İlaria sağolsun bizi tren istasyonuna kadar arabası ile getirdi.Hızlı trenimize tekrar binip Romaya doğru hareket ediyoruz.Hızlı tren ile Floransa-Roma arası 1 saat 40 dk civarında.Normal tren ile giderseniz bu süre 5 saate kadar çıkabiliyor.





Roma Termini tren istasyonun içerden görüntüsü.Çok büyük bir istasyon.Alt katta süper market var, size çokça faydası dokunacaktır bu marketin.





Roma tariflerimi Termini yönüne göre yapacağım.Termini'den tren geliş istikametine göre sağ kapıdan çıkarsanız 2-3 yıldızlı otellerin olduğu bölgeye çıkıyorsunuz. Bu kapının sağ tarafında iki katlı kırmızı renkli hop on hop off tur otobüslerini, sol tarafta ise sizi Fuimicino ve Champio havaalanına ucuz yollu götürecek otobüsleri buabilirsiniz. Bizim kaldığımız otel bu tarafta olduğu için (yürüyerek terminiye 3 dakika mesafede) biz genelde bu kapıyı kullandık. Sol kapıdan çıkarsanız tramvay hattına çıkarsınız.Nedendir bilmem ama immigrantlar genelde sol kapının olduğu bölgede toplanıyorlar. Ön kapıdan çıkarsanız da belediye otobüslerinin kalkış bölgesine ve diğer 2 katlı turist otobüslerinin bulunduğu geniş alana çıkarsınız.Aşk çeşmesi,Vatikan vs genelde gezilecek yerler bu istikamettedir.



    Bu Smart marka arabalardan bol bol göreceksiniz.



Hanımın ısrarlarına dayanamıyor ve kişi başı 20  euro para bayılıp hop on hop off tur otobüsüne biz de biniyoruz.Otobüse binerken içeriden size üzerinde saat ve tarih yazılı başka bir bilet verecekler bunu kaybetmeyin.O bilette yazılı saatten itibaren 24 saat boyunca aynı marka tur şirketinin otobüslerine istediğiniz kadar binebilirsiniz..hop on hop off otobüslerine başka şehirde binmişseniz bileti atmayın, burada size %10 indirim sağlayacaktır.Bu otobüsler Romada gezilebilecek önemli yerlerin çoğunun yanından geçiyorlar. Gidilecek yerler aslında birbirine yakınlar ve yürümek sizi yormuyor,geze geze baka baka giderim derseniz tavsiye etmem. Tur yaklaşık 1 saat sürüyor ve turun sonunda keşke binseydim de yürüyerek gezseydim yazık oldu verdiğim paraya da diyebilirsiniz :)







  Nasıl oluyor anlamadık ama bu adam havada duruyor.



                                   




Buradaki eserleri görünce Romanın ve Roma imparatorluğunun ne kadar büyük ve güce sahip olduğunu daha iyi anlıyorsunuz .Buradaki eserler tamamen güç göstermeye yönelik,eski ve yeni zamanda şehre gelen yabancılara Romanın gücünü göstermek için yapılan eserler. Buraları gezerken, neden 600 yıl hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu bu kadar muazzam ve şehre geleni psikolojik olarak yenilirim hissini veren eserler yapmadığına üzülüyorsunuz.


Roma'yı gezmek en azından 1 gününüzü alacaktır. Vatikan'a 2. günü ayırın.Hepsi bir güne sığmıyor.Bizde 2. günümüzü Vatikana ayırdık.


                             





Vatikan Roma içinde ayrı bir mahalle gibi görünse de kutsal bir bölge olduğu için ayrı devlet statüsünde bulunuyor.Vatikan'ı sembolik olarak İsviçreli bu komik kıyafetli askerler koruyorlar.








                 

                                     Bütün Papaların isimleri burada yazılı

                 

                                                     Mert yine yoruldu :(


Bir not daha ekleyelim.Romada karşıdan karşıya geçemek istiyorsanız sadece yola adımınız atık.Arabaların otomatik olarak durduğunu göreceksiniz.Medeniyet bu olsa gerek.Ama bunu sakın Roma dönüşü Türkiyede denemeyin :)


Aşk çeşmesi.Tur otobüsünden aşk çeşmesi durağında inince Karşınızda Burger King var ilgilenenlere duyrulur.


Aşk çeşmesine sırtımızı dönerek para atmadan olmaz.O kadar para nereye gidiyor diye soranlara bilgi notunu da verelim,belediye topluyor :)




Venedikte yediğimiz dondurmadan birşey anlamamış ve sevmemiştik. 10 euro verip 4 tane de Roma da Roma dondurması ama aldık bunu da sevmedik.Yağlı, kaymaklı gibi bir tadı var. Maraş dondurmasının gözünü seveyim.Külahı bu şekilde olandan isterseniz 1 euro fark ödüyorsunuz, biz hesabı öderken fark ettik :(



                                                          Romada her yer motorsiklet



ortaçağdan kalma kilise orgu,biz oradayken akort yapıyorlardı.O kadar çok düğmesi,ipleri,kolları varki bunu çalmak gerçekten maharet ister



Termini tren istasyonunda eczaneler,Ufak tefek rahatsızlıklarınız için ki özellikle mide,bağırsak hastalıkları ateş düşürücü vs. buradan reçetesiz alabilirsiniz.Fiyatları da oldukça makul.Biz İtalyaya giderken yanımızda her ihtimale karşı yanımıza bağırsak antiseptik,ateş düşürücü,ağrı kesici, antibiyotik almıştık.



Çocukları otele bırakıp başbaşa bir akşam yemeğine çıkalım dedik.Terminiden sol taraftan çıkarsanız, tramvay hattı boyunca aşağı doğru yürüyün. Santi'nin lokantasını şiddetle tavsiye ederim.Küçük bir aile işletmesi, Santi,karısı,kızı hepsi harika insanlar.Mükemmel lezzetli yemekleri var. Spagetti, et veya tavuk,salata, tatlı ve şaraptan oluşan set menü ise sadece 10 euro olunca lezzete lezzet katıyor. Başka yerde pizza 6 euro, sadece spagetti 8-10 euro :)





Benim yediğim peynirli ve hafif acılı (karabiber acılı) spagetti. Tek kelime ile mükemmeldi.



Yeşilimsi renkte pesto soslu spagetti.Cacio pepeyi tavsiye ederiz ama herkesin lezzet anlayışına da saygımız vardır.



Santi amca ve Fatoş.Gerçekten çok eğlenceli bir geceydi. Santi amca ile karısının yemek servisi ve masaların yerleri konusundaki mücadeleleri görülmeye değerdi doğrusu, kaynanam ile kayınpederimi hatırlattılar ama sonunda yine Santi amcanın dediği oldu :)



İtalyan sabah kahvaltıları şekerli kek,puğaça, kruvasan türü şeylerle dolu olduğu için kızım bu sabah panini (sandevich) yemek istedi. Şekerli dediğime inanın, en şekersizin içi bile bir kavanoz nutella dolu





Artık dönüş zamanı.Pegasus hava yolları gibi bir çok havayolu şirketi Fiumicino havaalnından kalkıyor.Buraya ulaşmanın en kolay ve ucuz yolu Termini istasyonun sağ tarafından kalkan Terravision isimli otobüs şirketi.Bu şirket Termini-Fiumicino arasını kişi başına 6 euroya taşıma yapıyor.Champion hava alanına ise aynı yerden 4 euroya ulaşabilirsiniz.Leonardo expressi (tren) ile Fiumicino hava alanına 14 euroya ulaşabilirsiniz.Yolculuk yaklaşık 45 dakika sürüyor.Yol boyunca gerçek Romanın nerede olduğunu da görmüş olacaksınız.




Fuimicino havaalanında  G kapısına raylı sistem ile gidiyorsunuz. Yolculuk kısa ama oldukça eğlenceli.



Veee bir gezinin daha sonuna geldik.Toplamda 500 euro ile çıktığımız 5 gece 6 gün süren gezimizin dönüşünde, cebimizde 150 euro para kalmıştı. Nelerden mahrum kaldık derseniz aslında çok fazla birşeyden de geri kalmamıştık. Sadece girişleri paralı olan müzeleri gezmedik desem yeridir. Konaklamalarımıza  Roma hariç ( Romada gecelik 60 eurodan, iki gecelik dört kişi için 120 euro kredi kartı ile booking.com) couchsurfing.com sayesinde ücret ödemediğimiz için bu  geziler bize pek de pahalıya gelmiyor. Tren ve uçak biletlerimizi aylar önceden taksitle aldığımız için onlar da keseyi acıtmamış oldular.Tüm uçak ve tren  biletleri ve Roma otel konaklaması için toplam da 4 kişi için 680 euroya mal etmiş olduk. Şehir dışı konaklamalı bir tur ile gidilse idi bu tutar en azından 1600 euro olacaktı :)
her zaman ne diyoruz
Hayat Gezince Güzel